© İvrindi Gazetesi

Alerjik rinitin tedavi yöntemleri

Burunda tıkanıklık, kaşınma, burun ve geniz akıntısı, hapşırma nöbetleri gibi belirtiler ile kendini gösteren alerjik rinit, kişilerin duyarlı oldukları alerjenler ile teması sonrası ortaya çıkıyor ve çok sayıda kişiyi etkiliyor.

Bahar nezlesi olarak da bilinen alerjik rinit, genetik bir hastalık olduğunu ve çevresel faktörler ile ortaya çıkmasının kolaylaştığını belirten Bayındır İçerenköy Hastanesi Kulak Burun Boğaz, Baş ve Boyun Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Ethem Şahin, “Her 5 bireyin 1'inde bulunan alerjik rinitin başlangıç yaşı genelde 5-6 yaş olsa da, 30 veya 40'lı yaşlarda da ortaya çıkabiliyor. Yapılan çalışmalarda çiftlikte yaşayan çocuklarda, şehirde yaşayanlara göre çok daha düşük seyrettiği görülüyor. Şehir değişikliği, iş değişikliği, ortam değişikliği, okul değişikliği hastalığın ortaya çıkmasını kolaylaştırıyor. Burunda tıkanıklık, kaşınma, akıntı, hapşırma nöbetleri, geniz akıntısı, yüzde basınç ve ödem gibi belirtiler ile kendini gösteren alerjik rinitte gözlerde kaşınma kızarıklık, sulu akıntı, göz altlarında morluk oluşabiliyor. Boğazda yanma, ağrı, öksürük, kaşıntı hissi, ses kısıklığı ve tat bozukluğu da görülebiliyor. Ayrıca uykudan sık uyanma, horlama ve boğaz kuruluğuna yol açabiliyor. Bu da gün içinde uyuklamaya ve verimlilikte düşmeye sebep olabiliyor. Bu nedenle tanı ve tedavisi önem taşıyor” ifadelerinde bulundu.

Alerji testleri güvenilir sonuçlar veriyor

Alerjik rinit tanısının hastanın şikayetleri ve doktorun muayenesi ile konulabildiğini belirten Doç. Dr. Ethem Şahin, şu ifadelerde bulundu: “Alerji testleri tanıyı destekleyen ve tedavi alternatifleri sunan testler olarak öne çıkıyor. Bu testler 15 dakika içinde sonuç veriyor ve güvenilirliği en yüksek olan prick testi olarak biliniyor. Hastanın sadece testten önce 7 ile 10 gün kadar antihistaminik dediğimiz alerji ilacı almamış olması test için yeterli oluyor. Test pozitif çıkar ve alerjen tespit edilirse aşı tedavisi alternatifi hastaya sunuluyor ve korunulması gereken esas madde de bulunmuş oluyor. Ama tanı için testin pozitif çıkmasına gerek bulunmuyor. Tekrarlayan hapşırma nöbetleri, burun kaşıntısı, burun tıkanıklığı, gözlerde ıslaklık ve öksürük nöbetleri olması kişinin alerjik rinit olabileceği yönünde önemli şikayetler arasında yer alıyor.”

Alerjik rinitin 4 tedavi yöntemi bulunuyor

İlaç tedavisi: İlaç, tedavinin her basamağında bulunuyor. Bunlar kortizonlu burun spreyleri, serum fizyolojikli burun spreyleri, burun açıcı haplar, antihistaminik haplar, alerjiyle teması farklı şekilde önleyen haplar olarak biliniyor.

Korunma tedavisi: Alerjik rinitte en önemli tedavi korunma olarak biliniyor. Öncelikle yapılacak alerji testi ile alerjen tespit edilebilirse ona göre korunma önlemleri alınıyor. En sık görülen alerji sebebi ev tozları olduğu için ortamı, yatak odasını ona göre dizayn etmek büyük önem taşıyor. Hayvan tüyü alerjisinde hayvanın mutlaka ortamdan uzaklaştırılması gerekiyor. Buna rağmen 3-4 ay ortamda alerjenler kalabiliyor. Polen alerjisinde polen mevsimine dikkat etmek gerekiyor ve polen yükünü ortamda tutmayacak her türlü önlem alınması gerekiyor.

İmmünoterapi (aşı) tedavisi: Aşı tedavisi alerjik rinitte kalıcı olan tek tedavi yöntemi olarak biliniyor. Bu tedavinin mantığı alerjenin az dozlarda hastaya verilmesi ve hastanın duyarsızlaştırılması olarak açıklanıyor. Yaklaşık 3.5 yıl olan tedavi süresinde az dozdan başlayarak yüksek dozlara çıkılıyor. Böylece kişi alerjene karşı duyarsızlaştırılıyor. Bir hastanın aşı tedavisine uygunluğuna yapılacak prick testiyle karar veriliyor.

 

Cerrahi tedavi: Alerjik rinitte cerrahi tedavi yardımcı tedavi olarak biliniyor. Burunda deviasyon, konka hipertrofisi, nazal polip veya sinüzit gibi organik patolojiler cerrahi olarak düzeltildiğinde, burun tıkanıklığı azaltılıp burnun fizyolojisini düzeltilebiliyor. Cerrahi hiç şüphesiz alerjiyi düzeltmiyor fakat alerjinin yol açtığı patolojileri ortadan kaldırabiliyor.

Haber Merkezi: Nehir MEMİŞ

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER