18. yüzyılın sonunda III. Selim’in Mevlevi dervişi Mehmet Dede’yi cam tekniklerini öğrenmek için Venedik’e göndermesi sonucunda ortaya çıkan cam sanatı, 19 Mayıs İlçe Halk Eğitim Merkezinde yaşatılmaya çalışılıyor. Cam Sanatı Atölyesi'nde; toplanan atık camlar, 600 ile 2 bin derecede ateşle şekillendiriliyor. Yaklaşık 3.5 dakikada eritilen camlar; takı, süs eşyası ve biblolara dönüştürülüyor.
Usta öğretici Ayşe Nur Öztürk, "12 yıldır sıcak cam kursu veriyorum. Atık camları yeniden dönüştürüyoruz. Geri dönüşüm yapıyoruz. Doğada 3 bin 500 yılda erimeyen atık camlarımızı 3 buçuk dakikada eritip şekil veriyoruz. Kalıp kullanmıyoruz. Herkesin arma izi var. Ben yaptım diyor. Yaptığı ürün o kişiye ait olmuş oluyor. Aynısı bire bir gibi çıkma şansı yok. Atölyelerimizden çıkan ustalarımız var. İstenilen şehirlere de yolluyoruz. Bizim sanatımız unutulmaya yüz tutmuş el sanatları olarak geçiyor. III. Selim zamanından bugüne kadar gelmiş. İlk cam ocağımız III. Selim zamanında İstanbul’da kurulmuş. 18. yüzyılın sonunda III. Selim’in Mevlevi dervişi Mehmet Dede’yi cam tekniklerini öğrenmek için Venedik’e gönderiyor, orada öğreniyor, Beykoz’da ocak kuruluyor. Çeşm-i bülbüller yapılıp sergileniyormuş. O yüzden bizde yetiştirdiğimiz ustalarımızı da yetiştiriyoruz, istenilen il ve ilçelere buradan yolluyoruz." dedi.
Usta öğretici Serpil Yiğitler ise "Bu sanata öğrenci olarak başladım. Çok sevdim. Ondan sonra usta öğretici olarak belgelerimi tamamladım. Yaklaşık 8 yıldır da bu alanda bir sürü öğrenci yetiştirdik, hocamızın sayesinde." dedi.
Haber Merkezi: Şefiye Yıldırım
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.