Sıcakların yaklaşmasıyla alerjik hastaların şikayetleri de artış gösterdi. Özel Denizli Tekden Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Aslıhan Banu Er, alerjik hastalıklardan korunmak için tavsiyelerde bulunarak , ’’ Alerji, vücudumuzun normalde zararsız özelliği olan maddelere karşı verdiği anormal yanıttır. Bu durum herhangi bir alerjene karşı duyarlılığı olan bir bireyin alerjenle karşılaştığı zaman mast vb hücrelerden salınan histamin ve diğer maddelerin etkisiyle çeşitli verilerle ortaya çıkmaktadır. Bu alerjen hangi yolla vücuda girerse ona göre semptomla karşılaşabilmekteyiz. Örneğin alerjen burunla temas ederse burunda kaşıntı, burun akıntısı gibi semptomlar görürken, gözle temasında gözde kaşıntı, sulanma, kızarma, yanma meydana gelebilmektedir. Yine cilt ile temas ederse kızarıklık, kabarıklık, kaşıntı gibi belirtiler oluşabilmektedir. Ayrıca boğazda kaşıntı, devamlı yutkunma isteği, geniz akıntısı, hapşırma, öksürük, hışıltı, nefes darlığı, dudak ve göz çevresinde şişlik, sebebi bilinmeyen bulantı, kusma ve ishal durumlarında da alerjiyi akla getirmek gerekir. Ama bu semptomların hepsinin bir hastada olmasını beklemiyoruz. Birkaç tanesinin bir arada olması bile alerjiden şüphelenmemiz için yeterlidir. Alerji nezle ile çok karıştırılmaktadır. Nezle birkaç günlük bir hadise iken, alerjik rinit daha uzun süreli hastalarda görülmektedir. Alerjik rinitli hastalarda burun akıntısı, burunda kaşıntı, geniz akıntısı, burundan nefes alamama gibi semptomlar görülebilmektedir. Bu hastalarda özellikle bahar dönemlerinde sabahları uyanmakta zorlanırlar, gece sık sık uyanırlar, burundan nefes alamazlar. Rahat nefes alamayınca vücudun oksijenlenmesi de bozulur. Böylece kişinin yaşantısı olumsuz yönde etkilenmektedir” ifadelerini kullandı.
“Bahar alerjisine yapılan testlerle teşhis konulabilmektedir”
Dr. Aslıhan Banu Er, alerjik şikayetlerle hastaneye başvuru yapan hastaları birçok testten geçirdiklerini belirterek , “Bahar alerjisine yapılan testlerle teşhis konulabilmektedir. Hastalarımız bize muayeneye geldiklerinde hastamızı önce dinleriz, çoğu verdikleri anamnezle neye duyarlı olduklarını farkında olmadan ya da farkında olarak anlatacaklardır. Daha sonra hastalarımızdan bazı kan testleri, solunum testleri ve görüntüleme testleri yaparız. Ve alerji için başvuran ya da alerjisi olduğunu düşündüğümüz hastalarımıza alerji testi yapmaktayız. Alerji testi yaparsak çıkan sonuca göre neye alerjisi varsa ona dikkat etmesini sağlayarak hastamızın yaşam kalitesini yükseltmeye çalışmaktayız. Biz kendi kliniğimizde deri prick testi ve kandan spesifik Ig-Etestleri yapmaktayız. Deri prick testlerini cilde alerjenin uygulaması ile derinin verdiği reaksiyonu değerlendirerek yapmaktayız. Tabi her reaksiyon alerji olmadığı gibi her deride reaksiyon görülmemesi kişinin alerjisinin olmadığını göstermemekte. Biz özellikle alerji ilaçlarını kesemediğimiz ya da örneğin antidepresan gibi ilaç kullanan hastalarda, anaflaksi dediğimiz şiddetli aşırı duyarlılık reaksiyonu gösteren hastalarda, deride aktif dermatit ya da dermografizmi bulunan hastalarda kandan spesifik Ig-E testini yapıyoruz” dedi.
Haber Merkezi-İHA
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.